Kesinleşmiş Ceza Bozulur mu?

Av. İsmail Çavuş
22 Ekim 2025
Kesinleşmiş Ceza Bozulur mu

Evet, bazı olağanüstü kanun yolları sayesinde kesinleşmiş bir ceza bozulabilir. Türk hukuk sisteminde bir mahkeme hükmünün kesinleşmesi, o kararın olağan kanun yollarıyla artık değiştirilemez hale geldiği anlamına gelir. Ancak bu durum, adaletin yeniden tecelli etmesi veya ciddi hukuki hataların düzeltilmesi gerektiğinde, belirli istisnai mekanizmaların devreye girmesine engel değildir. "Kesinleşmiş ceza bozulur mu?" sorusunun cevabı, yargılamanın yenilenmesi, kanun yararına bozma gibi olağanüstü kanun yolları ve Anayasa Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları ışığında detaylı bir şekilde incelenmelidir.

Kesinleşmiş Ceza Ne Demektir?

Kesinleşmiş ceza, bir mahkeme tarafından verilen ceza hükmünün hukuken bağlayıcı ve değiştirilemez hale gelmiş olduğunu ifade eder. Bu durum, kararın tüm olağan kanun yollarının (istinaf ve temyiz) tüketilmesinden veya bu yollara başvuru sürelerinin dolmasından sonra ortaya çıkar. Kesinleşen bir hüküm, infaz edilebilir nitelik kazanır ve aynı olay hakkında yeniden dava açılamaz; bu duruma "maddi anlamda kesin hüküm" denir.

Kesinleşmiş Ceza Hangi Durumlarda Bozulur?

Kesinleşmiş bir ceza, olağanüstü kanun yolları aracılığıyla bozulabilir. Bu yollar, hukuki güvenlik ilkesi ile adaletin sağlanması arasındaki dengeyi gözeterek, kesinleşmiş hükümlerdeki bariz hukuka aykırılıkları veya sonradan ortaya çıkan önemli delilleri gidermeyi amaçlar. Başlıca olağanüstü kanun yolları şunlardır:

  • Kanun Yararına Bozma: İstinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen kararlardaki hukuka aykırılıkların Adalet Bakanlığı’nın talebi üzerine Yargıtay tarafından bozulmasıdır.
  • Yargılamanın Yenilenmesi: Yeni delillerin ortaya çıkması, sahtecilik, yalan tanıklık gibi durumlar nedeniyle kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmünün yeniden incelenmesidir.
  • Anayasa Mahkemesi'ne Bireysel Başvuru: Temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddiasıyla yapılan başvuru sonucunda verilen ihlal kararı, yargılamanın yenilenmesi sebebi olabilir.
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Kararları: AİHM'in ihlal kararı vermesi durumunda, iç hukukta yargılamanın yenilenmesi yolu açılabilir.

Olağan Kanun Yolları Cezayı Nasıl Etkiler: İstinaf ve Temyiz

Olağan kanun yolları olan istinaf ve temyiz, hüküm henüz kesinleşmeden önce başvurulan mekanizmalardır. Bu yollar, kararın daha üst bir yargı merciince incelenmesini sağlayarak, kesinleşmeyi engeller ve hükmün infazını erteler. "Kesinleşmiş ceza bozulur mu?" sorusundan önce, bu yolların nasıl işlediğini anlamak önemlidir.

İstinaf (Bölge Adliye Mahkemesi)

İstinaf, ilk derece ceza mahkemelerinin kararlarına karşı başvurulan ilk olağan kanun yoludur. Bölge Adliye Mahkemeleri (BAM) tarafından incelenen bu yol, hem hukuki hem de fiili (delil değerlendirmesi dahil) denetimi kapsar. BAM, dosyayı esastan reddedebilir (onama), düzeltme yaparak yeni bir hüküm kurabilir veya kararı bozarak dosyayı geri gönderebilir.

  • Başvuru Süresi: Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftadır (14 gün).
  • Kapsam: Kural olarak ilk derece mahkemelerinin davayı sona erdiren tüm hükümleri istinafa tabidir (CMK m.272). Ancak bazı küçük çaplı kararlar veya 5 yıl ve altı hapis cezaları için BAM'ın onama kararları temyize kapalıdır.

Temyiz (Yargıtay İncelemesi)

Temyiz, Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına karşı başvurulabilen ikinci olağan kanun yoludur. Yargıtay tarafından yapılan temyiz incelemesi, genellikle hukuki denetimle sınırlıdır; yani Yargıtay, kararın hukuka uygunluğunu denetler. Yargıtay, kararı onayabilir veya hukuka aykırılık tespit etmesi halinde bozabilir.

  • Başvuru Süresi: Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftadır (14 gün)
  • Kapsam: İlk derece mahkemesinin hükmettiği ceza 5 yıldan fazla hapis ise veya kanunun özel olarak temyize izin verdiği suçlardan ise BAM kararına karşı temyiz yoluna gidilebilir temyiz dilekçesinde hukuka aykırılık gerekçelerinin açıkça belirtilmesi zorunludur.

Kanun Yararına Bozma Nedir?

Kanun yararına bozma (eski adıyla yazılı emir), istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş olan karar veya hükümlerin, hukuka aykırılık tespit edilirse bozulmasını sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur. Bu yola sadece Adalet Bakanlığı başvurabilir; Bakanlık, hukuka aykırı olduğunu düşündüğü kesinleşmiş kararın bozulması talebini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletir, Başsavcılık da bu talebi Yargıtay ilgili ceza dairesine sunar.

Kanun Yararına Bozma Şartları

  • Kesinleşmiş Karar: Kararın istinaf veya temyiz yolu kapalı olduğu için veya süresi içinde başvurulmadığı için kesinleşmiş olması gerekir.
  • Hukuka Aykırılık: Kararda açık bir hukuka aykırılık bulunmalıdır. Bu, maddi hukuka aykırılık olabileceği gibi, usul hukukuna aykırılık da olabilir.
  • Adalet Bakanlığı Talebi: Başvurunun Adalet Bakanlığı tarafından yapılması zorunludur. İlgili kişiler (sanık, savcı, katılan) doğrudan Yargıtay’a başvuramaz, ancak Adalet Bakanlığı’na başvurarak bu yolu işletmesini talep edebilir.

Kanun yararına bozma için kanunda öngörülmüş katı bir başvuru süresi yoktur; karar kesinleştikten sonra herhangi bir zamanda tespit edilen hukuka aykırılık için bu yol işletilebilir. Yargıtay, hukuka aykırılığı yerinde görürse kararı bozar. Bozma kararı, hükümlünün lehine veya aleyhine sonuç doğurabilir.

Yargılamanın Yenilenmesi Nasıl Olur?

Yargılamanın yenilenmesi (iadesi), kesinleşmiş bir mahkeme hükmünün, sonradan ortaya çıkan veya öğrenilen yeni durumlar ve deliller nedeniyle tekrar ele alınmasını sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur. Bu yol, özellikle adli hataların düzeltilmesi ve maddi gerçeğe ulaşılması amacıyla büyük önem taşır. Yargılamanın yenilenmesi, hem hükümlü lehine (CMK m.311) hem de hükümlü aleyhine (CMK m.312) talep edilebilir.

Hükümlü Lehine Yargılamanın Yenilenmesi Nedenleri (CMK m.311)

  • Sahte Belge/Delil: Hükme esas alınan belgenin sahteliği anlaşılırsa.
  • Yalan Tanıklık/Bilirkişilik: Hükümlünün aleyhine kullanılan tanık veya bilirkişinin yalan yere ifade verdiği veya rapor düzenlediği sabit olursa.
  • Hakimin Suçu: Hükme katılan hakimin, görevi kötüye kullanma veya rüşvet gibi bir suçtan mahkum olması.
  • Yeni Deliller: Hükümlünün beraatını veya daha hafif bir ceza almasını sağlayacak yeni delillerin ortaya çıkması.
  • AİHM İhlal Kararı: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye aleyhine verdiği ihlal kararının, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmesi.
  • Anayasa Mahkemesi İhlal Kararı: Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru sonucunda verdiği ihlal kararının, ihlalin sonuçlarını gidermek için yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılması.

Başvuru Süresi ve Mercii

Yargılamanın yenilenmesi talebi, hükmü veren mahkemeye yapılır. Hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi için herhangi bir süre kısıtlaması yoktur; ölümden sonra bile talep edilebilir. Ancak hükümlü aleyhine yenileme talebi, ceza zamanaşımı süresi içinde yapılmalıdır. Talebin kabulü halinde mahkeme, yeniden yargılama yaparak yeni bir karar verir.

AYM ve AİHM Kararları Cezayı Etkiler mi?

Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından verilen ihlal kararları, kesinleşmiş ceza hükümlerinin bozulmasında kritik bir rol oynar. Bu kararlar, bireysel başvuru yoluyla temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği durumlarda, yargılamanın yenilenmesi için bir sebep teşkil eder.

Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvurusu

AYM'ye bireysel başvuru, olağan kanun yollarının tüketilmesi sonrasında, Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla yapılan bir başvurudur. AYM, bir hak ihlali tespit ettiğinde, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına hükmedebilir. Bu karar, kesinleşmiş ceza hükmünün bozulmasına ve davanın yeniden görülmesine yol açar.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Başvurusu

AİHM'e başvuru, iç hukuk yollarının tamamının tüketilmesinden sonra yapılabilir. AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ihlal edildiği sonucuna varırsa, bu ihlal kararı Türk hukukunda yargılamanın yenilenmesi için bir sebep teşkil eder (CMK m.311/1-f). AİHM kararı doğrultusunda yeniden yargılama yapılarak, ihlalin sonuçları giderilmeye çalışılır. Ancak tüm hukuki sürecin alanında yetkin bir ceza avukatı tarafından yürütülmesi şiddetle tavsiye edilmektedir.

İnfazın Durdurulması ve Hukuki Güvence

Kesinleşmiş bir ceza hükmünün bozulması ihtimali, aynı zamanda infazın durdurulması konusunu da gündeme getirir. Olağanüstü kanun yollarına başvurulması halinde, mahkeme veya Yargıtay, infazın durdurulmasına karar verebilir. Bu, özellikle yargılamanın yenilenmesi talebinin ciddi bulunması veya telafisi güç zararların önüne geçilmesi amacıyla önemlidir. Hukuki güvence ilkesi, bireylerin devletin keyfi uygulamalarına karşı korunmasını ve adil yargılanma hakkının her aşamada sağlanmasını teminat altına alır. Bu nedenle, kesinleşmiş ceza bozulur mu sorusu, aynı zamanda hak arama özgürlüğünün ve hukuki güvencenin bir yansımasıdır.

Sıkça Sorulan Sorular

Kesinleşmiş hüküm ne zaman infaz edilir?

Kesinleşmiş hüküm, tüm olağan kanun yolları tüketildikten veya bu yollara başvuru süreleri dolduktan sonra infaz edilebilir hale gelir. İnfaz süreci, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılır.

Yargılamanın yenilenmesi talebi reddedilirse ne olur?

Yargılamanın yenilenmesi talebi reddedilirse, bu karara karşı itiraz yoluna gidilebilir. İtiraz merciinin kararı da kesinleştikten sonra, eğer hukuka aykırılık iddiası devam ediyorsa, kanun yararına bozma yolu gündeme gelebilir.

Adil yargılanma hakkı ihlali kesinleşmiş cezayı bozar mı?

Evet, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği Anayasa Mahkemesi veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından tespit edilirse, bu durum kesinleşmiş cezanın bozulması ve yargılamanın yenilenmesi için bir sebep teşkil eder.

Sonuç

"Kesinleşmiş ceza bozulur mu?" sorusunun cevabı, Türk hukuk sisteminin adaleti sağlama ve olası hataları düzeltme konusundaki hassasiyetini göstermektedir. Olağan kanun yollarının tükenmesiyle bir hükmün kesinleşmesi, o kararın mutlak ve sonsuza dek değiştirilemez olduğu anlamına gelmez. Kanun yararına bozma, yargılamanın yenilenmesi gibi olağanüstü kanun yolları ile Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları, adaletin daima yeniden aranabileceğini ve hukuki güvencenin her aşamada mevcut olduğunu ortaya koymaktadır. Bu mekanizmalar sayesinde, ciddi hukuki hatalar düzeltilebilir ve bireylerin hak arama özgürlüğü korunur. Bu süreçler, hukukun üstünlüğü ilkesinin ve adil yargılanma hakkının temel güvenceleridir.